Gittin ya!
Tarifsiz bekleyişler zincirini kırmak için güç topluyor huzursuzluğum
Sinsi bekleyişlerde, suskun yüreğimin sana dokunan dilleri...
Gülüşlerim gölgene takılıp gitti.
Gamzelerimin davetsiz misafiri; hüzün...
Birikti yokluğunda gevezeliklerim...
Sen yokken ne çok SENsizlik ve ne az BEN yaşamışım...
Ama özetle;
En çok özlem...
En çok bekleyiş...
Dilim yokluğunda ençok AH demiş.
Tenimde esir ellerinin ısısı; gelişlerine umut, gidişine teselli.
Bir isyan reçetesiyle yaşıyorum tarifsiz bekleyişlerle!
Bir ümit gelişine soluğum yeter diye...
Gittin ya!
Kokunu hapsettiğim bu sensizlik mabetini havalandırmadım
"Senden" daha az solumayı yakıştıramadım ciğerlerime...
Yokluğunla olgunlaştı, büyüdü yüreğimin çocuk yanı!
Yokluğun öğretti bana sayı saymayı;
Gideli 1 saat oldu, gideli 10 gün ve gideli yaşanmaz koca 1 ömür
Yokluğunda ne kadar çok şey biriktirmişim
Gidişinle en çok SENi öğrenmişim ve en az BENi hatırlamışım..
Ama özetle...
En çok sessizlik...
En çok tarifsizlik..
Gittin ya!
Bir sürpriz ahmaklığıyla geldiğin gün gibi; şaşkın duvarlarım,
Kapının ardından süzülen kokun, karıştı yalnızlığın küfüne...
Garip ama gidişini sevmeye başladığımı bile söyleyebilirim.
Varlığında kapadığım o pencereleri açmayı öğretemedi yokluğun ama
Ben de yokluğunda sandığından fazla dinlendim..
Gelme ya!
Gelme ki; anlamının derinliği bozulmasın beklemelerin...
Gelme ki; beklemenin o ihtişamlı duruşu sarsılmasın...
Bırak seni uzaklarda bekleyen bir kadın hep kalsın
Beklesin hem bu kadın senden çok beklemeyi severek...
Yoksunluk denklemine yeni bir sayı ekleyerek...a